Yaşadığınız dünyada karşılıksız verilen ve hiçbir beklenti içerisinde olunmayan şey nedir? Biraz düşünün. Şu ana kadar yazdığım yazıları okuyan kişiler ile benim sevimsiz ve çok acımasız birisi olduğum konusunda anlaşmış olmalıyız.
Bugün size bir tane belgesel bir tane de film önerisinde bulunacağım…
Bunlardan ilki Netflix’te yayınlanan The Great Hack isimli belgesel:
2019 yapımı Brexit The Uncivil War filmini de devamında mutlaka izlemelisiniz:
Cambridge Analytica skandalını duydunuz mu? Dünyada yer yerinden oynaması gerekirken göstermelik birkaç duruşma sonrasında kitle iletişim araçlarını yöneten şirketler tarafından kademe kademe nasıl hasıraltı edildiğini biliyor musunuz? Yukarıdaki belgesel ve filmi mutlaka izleyin.
İnsanın doğduğu andan itibaren kodlandığını size anlatmıştım; geçmişinin ona karşı nasıl kullanıldığını, hüzünlü geçmişinizin birileri için nasıl sermaye haline getirildiğini… İnsanlar doğdukları andan itibaren kurbanlık koyun gibi beslenen ve her unsurundan özenle faydalanılan kölelerdir.
Sanal bir dünyada yaşamak için METAVERSE beklemeyin. Zaten doğduğunuz andan itibaren o sanal dünyada yaşıyorsunuz. Özgür bir ruhunuz, düşünceniz ve hayatınız olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demek isterdim ama tamam demiyorum çok da üstünüze gelmeyeyim.
İnsanları yönetmek ve yönlendirmek için yaratılmış o kadar çok araç ve argüman var ki birinden kaçsanız birine yakalanırsınız. Bu yaratılmış sistemlerin en önemli özelliği ise durağan değil sürekli gelişiyor olması.
Bir bilgisayar programını geliştirmek gibi düşünün. Program önce hazırlanır, sonra testleri yapılır ve kullanıcılar çağrılarak BETA aşaması başlar. Hacker adı verilen bazı insanlar ile anlaşılır. Bu insanların işi sistemi kırmak ve güvenlik açıklarını bulmaktır. Bulunan her açık özenle kapatılır ve sistem halka açılır. Kullanıcı sayısı çoğaldıkça bağımsız hackerlar devreye girer ve güvenlik açıklarını arayarak sistemi kırmaya çalışır. Kırılan her sistem ve alan hemen fark edilerek o alanlar kapatılır ve sistem gelişmeye devam eder.
Bir önceki yazıda insan mekaniğinden bahsetmeye başlamış ve insanı bir bilgisayar olarak tanımlamıştım. Bilgisayarların, cep telefonlarının ve daha birçok cihazın bir işletim sistemi vardır. İnsan denen bilgisayarında üzerinde uygulamalar geliştirilecek bir işletim sistemine ihtiyacı vardır. İşte bu işletim sisteminin adı Yaşam ya da Hayattır. Bu işletim sistemi üzerine birçok uygulama yüklenir. Din, Siyaset, Umut ve daha niceleri. Çocuklar konuşmaya başladığı anda ebeveynleri çocukları ile iletişim kurabildiklerini gördükleri için çok mutlu olurlar. Dil insanlara verilerin yüklendiği iletişim portlarından biridir. Beş duyu organı nedir hemen hemen herkes bilir. Duyu organlarını insanlara verilerin yüklendiği iletişim portları olarak düşünün.
Günümüzde akıllı telefonlarda yer alan birçok uygulama vardır. Ücretli ve ücretsiz olanlar. Ücretsiz gibi görünenlerinde hepsi esasında ücretlidirler de tahsilatları para yerine başka şekilde yapıldığı için siz ücret ödemediğinizi düşünürsünüz.
İnsan denilen bilgisayara yüklenen uygulamalarda da sistem aynı. Üyesi olduğunuz bir topluluğun güçlü görünmesi için hiçbir şey yapmasanız bile orada sadece görünmeniz ve kalabalık bir topluluk imajı verilmesi ile kendisini yalnız hisseden insanların bu kalabalık görünen topluluğa katılmasını sağlayacak bir araç olmanızda bir tahsilat türüdür. Sizin cebinizden bir şey çıkmadığını hatta kazandığınızı düşünürken birileri küçük gibi görünen ama birleştiğinde büyük olan sayıların sahibi haline gelmiştir bile.
Uzun yıllardır geliştirilen bu sistem sayesinde doğduğunuz andan itibaren; siz istemeseniz dahi, uygulamalar yüklenmeye başlanır ve sadık bir müşteri haline getirilirsiniz. Ana dilinizi siz seçemezsiniz, dini inanç size aileniz üzerinden gelir, siyasi görüşleriniz ilk olarak aileniz ve onların çevresi üzerinden şekillenir, kısacası anlat anlat bitmez. MATRIX hayranları çok üzülmesin, gördükleri gibi aslında o filmdeki gibi yaşıyorlar.
Bu sistem içerisinde de hackerlar olarak düşünebilirsiniz ayrı bir grup var. Sistemi kırmak için çalışmalar yürüten. Bu çalışmalar sürekli takip ve analiz edilir, oluşturulan veri setleri incelenerek sistemlerdeki açıklar kapatılır.
Bu yazdıklarımın size çok ütopik, aykırı ve teknik geldiğinin farkındayım. Bilgisayarların nasıl geliştirildiğini; RAM nedir, Hafıza Yönetimi nedir, Geçici Bellek nedir, bir anlatmaya başlasam insan beyninin ve insan davranışlarının gelişmesinin teknik taraflarını bilseniz aynaya baktığınızda kendinizi bir robot olarak görürsünüz.
Bugün filmlerden bahsetmişken bir filmden daha bahsetmek istiyorum. Başkanın Adamları adlı bir filmde efsane bir diyalog vardır.
+ Savaş bitti.
– Bitmedi.
+ Savaş bitti.’ Televizyonda’ gördüm.
Savaş bitti mi ? Bitmedi mi? Yarın buna cevap arayacağız…
Vedat TAYLAN
contact@vedattaylan.com